Bu yola iki kişi olarak çıktık.
Hayalimiz basitti: Ürünümüzü, hak ettiği kadar çok insana ulaştırmak.
Ama kısa sürede fark ettik ki, bu sandığımız kadar kolay olmayacaktı.
Instagram ve Facebook reklamlarına her gün biraz daha fazla bütçe ayırıyor, ancak satışlarımız hâlâ yerinde sayıyordu.
Etkileşim yüksekti, DM kutusu doluydu…
Ama kargo poşetleri boş kalıyordu.
O an, çaresizliğin ne demek olduğunu iliklerimize kadar hissettik.
🧠Herkes teknik detayları konuşuyordu: Hedef kitle, kreatif, yapay zeka önerileri...
Ama kimse asıl soruyu sormuyordu:
Müşteri neden satın almıyor?
İşte o soruyu sorduğumuz gün her şey değişti.
Çünkü fark ettik: Satış, bir panelde değil, tüketicinin zihninde başlıyor.
Bu içgörüyle tüm stratejimizi baştan sona yeniden kurduk.
Artık reklamlarımız sadece görünür değil; hissettiren, tetikleyen ve ikna eden bir yapıya büründü.
Çünkü artık tüketiciye ürün değil, anlam sunuyorduk.
Sonuç mu?
Bir zamanlar küçük bir hayalden ibaret olan markamız, yüzbinlerce dolarlık satın alma kararlarının merkezine oturdu.
Bugün o deneyimi, Buralpex çatısı altında bizimle benzer yollardan geçen markalarla paylaşıyoruz.
Çünkü bizce sorun reklamda değil; yaklaşımda.
Ve biliyoruz ki:
Gerçek dönüşüm, insan zihninde başlar.